Hard İK

Yönetim bilimi başka, uygulaması başka

Şimdi sıkı durun. Size ders kitaplarından alıntı, muhtemelen üniversitede çocukları hipnotize eden yönetim bilimi tanımları vereceğim.

Para, makine, yöntem, insan ve araç-gerecin uyumlaştırılması

Belirli amaçların etkili ve verimli biçimde gerçekleştirilebilmesi amacıyla, insanların işbirliği ve koordinasyonunu sağlamaya yönelik faaliyetler

Ortak bir amaç için süreçler ve karar mekanizmaları geliştirilmesi

Şimdi sokağa inelim.

Hashtag’lerimiz şunlar: Amaç, süreç, başkalarına yaptırma. En zoru, yaptırma. Orada, derslerde öğretilmeyen ciddi bir hayat bilgisi yatar. Size onu anlatacağım.

İTTİREREK YAPTIRMA

Pratikteki karşılığı tepesine binmedir. Fadıl takipte. Taciz et ki çalışsın. Hatta birçok yönetici bunu iş bitiriciliğin tek yöntemi olarak kabul eder. Bir versiyonu da bayıltıncaya kadar açıklamaktır. Ne kadar uzun anlatılırsa, o kadar yaptırabileceğine inanmak. İşler mi işler, ama bedeli pahalıdır. Mutlaka hasara yol açar. Tüketir, bitirir, çıldırtır.

KENDİNİ SEVDİREREK MİNNETLE YAPTIRMA

Pahalıya patlamada ikinci sırayı alan yöntemdir. Bir sürü yapaylık ve taviz karşılığında keçi boynuzu şekerinize kavuşabilirsiniz. Üstelik sürekli rezervden yersiniz; sürdürülebilirliği yoktur. Hatırınız için çalışan azınlığa karşılık sizi bir zafiyet anıtı olarak gören çoğunluk. Kendinizi birgün ‘Ben nerede hata yaptım? Nankör bunlar’ diye mırıldanırken bulabilirsiniz.

KORKUTARAK YAPTIRMA

Aslında Türk kültürüne gayet uygun bir modeldir: Bağıran yönetici. Efsaneniz yürüdükçe iş yaptırma etkiniz artar. ‘Sesi üst kattan duyuluyordu’ magazini mutlak çalıştırma etkisi yaratır (siyasi olarak ulusal düzeyde de test edilip onaylanmıştır). Tek şartla: Yapayalnız kalırsınız. Kararları artık kendi başınıza almak zorundasınız. Sağlama yapma imkanı bitmiştir. Aklınız erdiği kadar buyurun her şeyi çözün.

SİSTEMİN ARKASINA SIĞINARAK YAPTIRMA

Bir nevi uzaktan yönetim. İnsanlarla temas etmeden, elçiler kullanarak, prosedürlerle.. Bu olabilir ama modern motor teknolojisindeki gibi bir de beyin geliştirmek şartıyla. Öyle bir sorun teşhis yöntemi olacak ki, her türlü anormalliği hemen yakalayacak ve içeride ekrana yansıtacak. Tabi böyle bir araba, sanayi sitesindeki ustaya götürülmez. Mutlaka elektronik cihazlarla teşhis koyan yetkili ve pahalı servise gidilecek. Bu durum, kaputun altıyla öyle yaman bir yabancılaşmadır ki, olmadık bir yerde arabanız bozulursa adım atamazsınız. Göbek bağıyla bağlı olduğunuz servise çektirirsiniz artık.

ENSESİ KALIN KURT TEKNİĞİ

Bütün yolların çıktığı yer. Yaptıramıyorsanız oturun yapın. Sebep çok: Hata riski alamazsınız, vakit çok kısıtlı, insanlar beceriksiz ya da tembel, denediniz olmadı..

Sonuç 1: Bir işi yaptırmak zordur demiştim. Kitaplarda durduğu gibi durmaz.

Sonuç 2: En iyi yöntem yoktur, durumsallık ve yöntemlerin karıştırılması vardır. Hepsi lazım. Hatta yaptırtılacak kişiye göre yöntem olmalı.

Sonuç 3: İnsanlar kendisine ‘bir yöntem’ uygulanmasını sevmez. En iyisi, yönetim bilginizle kendinizi karıştırın. Sezgi ve belirlilik ekleyin (belirlilik ilkelerle-etiklerle sağlanır ve güven duygusunun ilacıdır).

Onun için koca insanlara, yönetim eğitimlerinde ancak ilham alabilecekleri gerçek vakalar anlatılabilir. Kendi tarzlarını bulabilsinler diye.

Yönetimde, bir noktadan sonra herkes yalnız.

 

“Yönetim bilimi başka, uygulaması başka” üzerine bir yorum

  1. Vedat Güven dedi ki:

    O kadar az cümle ile upuzun düşünceleri ne de güzel yazmışsınız. Bir dönemlik master dersini okudum yukarıda.

Yorumunuz var mı?