Bu farklı bir kategori. Usul âdâbı başka. Olmazsa olmaz ilk şart: Görüşme yapacak kişinin ağırlığı.
İmaj geniş mevzu. Genellikle arayan kurumun itibarı ve kişinin pozisyon unvanı yeterli olabiliyor.
Ne gaf hikayeleri duydum, bu görevin rutin aramaları yapanlara verilmesiyle ilgili.
İkinci şart, paranoyak bir gizlilik.
Plan, eski Bond filmleri gibi işlemeli.
İlk temas asla sekreter üzerinden yapılmaz mesela. En güzeli canlı olarak tanışmak ve kısa bir açıklamayla kartvizit vermek. O isterse arar.
O olmazsa başka Fadıl’lıklar bulunmalı. En çok duyduğum LinkedIn’den bir mesaj.
Bu aşamada amaç, telefonda adayın istediği kadar -işle ve kurumla ilgili- ön bilgi vermek. Aşılması gereken bir ikna aşamasıdır bu.
Üçüncü şart: Doğru yerde ilk görüşmeyi yapmak.
Görüşmeyi yapan çok medyatik bir tip değilse bu bir öğlen iş yemeği olabilir.
Şimdi bana uygun mekanları saydırtmayın ama.
Çok üst düzeylerde, bu görüşme için arayan firmanın yurt dışı ofisinde randevu verildiğini bilirim.
Dördüncü şart: Ofise çağrılabilecek bir profilse, ofisin yeri, iç tasarımı ve tenhalığı.
Asla kimseyle karşılaşmamalı.
Çok şık bir çay-kahve ikramı olmalı.
Görüşme odasıyla ilgili burada anlatamayacağım kadar vıdık ayrıntı var (mesela insanların içine gömülmeyeceği koltuklar falan).
Beşinci şart: O insanlardan cv istenmez. Bulun nereden bulacaksınız bilgilerini.
Onlarla proje konuşulur. Geçmişten ya da gelecekten.
Tarzları ve yöntemleri konuşulur.
Gidecekleri kurumun kültürüne uyumları üzerine konuşulur.
Böyle işte.