Çook eski bir zaman.
Yeni bir işe geçmişim. Özgüven tam.
CEO ile neredeyse arkadaşız. Adı konmamış bir şekilde bîhakkın (not: böyle yazılır) stratejik İK yapıyorum. Yeri geldiğinde sağlam itirazlar.. bir aksiyon gerektirmese bile sık sık fikir paylaşmalar.. Kendimi İK konsülü gibi hissediyorum (Roma’da her yıl seçilen ve devleti birlikte yöneten iki devlet başkanından biri), o derece. Keyifler iyi yani.
Direktörlerden biriyle iyi anlaştık. Gün içinde birçok defa zırt benim odamda. Kimi kez dertleşme.. çoğunlukla geyik. Her çeşit şirket magazini onda. Hakkını yemeyeyim şimdi, dedikodu gibi de, değil de. Özellikle önemli yönetim kararlarını kurcalamak benim de ilgimi çekerdi, itiraf ediyorum.
Sonra zaman içinde, bizim bu arkadaş, psikanaliz seanslarımızı CEO’yu çekiştirmeye dönüştürdü. Görevi icabı her şeyi ilk ağızdan biliyor ya, biz Muppet’ların locadaki ihtiyarları gibi olduk (yanlış anlaşılmasın, daha yaş 40). Oda kapısını kapatıp vur Allah vur CEO’ya. Aksi gibi adama sempatim ve güvenimde hiçbir sorun yok.
Magazinci kanka böyle böyle beynimi yedi aylarca.
Birgün bana beklenmedik bir ‘head-hunter’ teklifi geldi. Daha zor, kazancı biraz daha fazla, hiç haz etmediğim ve bilmediğim bir sektörde. En önemli koşulu, yabancı genel müdürle yakın çalışılacak ve onun dili çok iyi bilinecek. Kendimi, o işi kabul etmek için çok kolay ikna ettim.
Dostum olan CEO gidiyorum deyince ne kadar bozulmuştu. Bir daha hayat boyu konuşmadı benimle.
Sonra ne mi oldu? Ben hayatımın en kötü işine saplandım. En hatalı tercihim oldu. Dert ortağım kanka da, eski şirketimde mutlu mesut yıllarca devam etti. O CEO ile sıfır sorun çalıştılar. Ailece görüştüler. Hatta bir dönem vekaleten (onun önerisiyle) yerine geçti.
Hâlâ aklıma geldiğinde düşünürüm: Acaba yanlış bir karar vermeme vesile mi oldu? Yoksa -ince bir yöntemle- bir bakıma bilerek mi kaçırdı beni?
Neyse.. kararlarımın sorumluluğu bana ait.
Ama buradan ders çıkarmasını da biliriz: Aman negatif tiplerden etkilenmeyin! Hem bütün enerjinizi boşaltırlar, hem manipüle ederler sizi.
O sürekli her şeyden şikayet eden mutsuz insanlar yok mu.. onlar resmen tehlikeli.