Bakın baştan söyleyeyim, kuru bir yazı olacak. Yönerge gibi bir şey. Çünkü konusu icabı öyle olması gerekiyor.
Önce şunda anlaşalım: İK, vıdık vıdık yüzlerce tanımlı iş yapan teknik (muhasebe gibi) bir departmandır. Büyük sistemin küçük bir dişlisidir. Çalışanların koruyucu meleği ve Güzin ablası değildir. Onun için bir sistemi olmalıdır.
Kuruluşunu 3 faza böleceğim: Hazırlık, standart işler ve versiyon yükseltme.
Sıralama, önceliklendirmeyi ifade eder.
HAZIRLIK AŞAMASI
1- Prosedürler
• İşe giriş ve işten çıkış
• Özlük dosyaları
• Bütçeleme
2- Politikalar (kuruma özgü davranış ilkeleri)
• Unvanlar, terfiler
• Yazışma/bildirimler
• İzinler
• Avanslar, iş amaçlı harcamalar
• Deneme süresindeki değerlendirme
• Fazla mesai
• İkramiye, prim, yan haklar
• Performans değerlendirme
3- Raporlama (çeşitleri, formatları, süreçleri)
• Bilgi raporları
• Finans/Maliyet/verimlilik raporları
• Çalışan geribildirimi raporları
STANDART İŞLER
1- İşe alma süreci
2- Oryantasyon
3- İş sağlığı/güvenliği
4- Eğitim ve geliştirme
• Eğitim ihtiyaç tespiti
• Eğitim operasyonu
5- Ücretlendirme
6- Performans değerlendirmenin yürütümü
7- İşten ayrılma süreci
VERSİYON YÜKSELTME (ileride düşünülecek konular)
1- Kurum kültürü ölçümleri
2- KPI’ların çıkarılması
3- İşkolu yetkinlikleri, stratejik yetkinlikler
4- İç iletişim
5- Süreç iyileştirmeleri
6- İK’nın dijitalleşmesi
7- Performans yönteminin geliştirilmesi
8- Yetenekli çalışanların tespiti, geliştirilmesi, takibi
9- İşveren markasının sosyal medyada yönetimi
PÜF NOKTALARI
En önemli aşama, hazırlık aşamasıdır. Önden ne kadar emek verilse değer.
En zor aşama, politikalardır. İK tek başına yapamaz, mutlaka yönetimin adanmış ilgi ve katkısı gerekir.
En ayrıntılı tasarlanması gereken konu, raporlamadır. İK’yı stratejik ortak yapacak olan o.
Eğitimle İK’nın birbirinden asla kopmaması gerekir. Sürekli koordine olmalılar.
Ücretlendirmede, iş değerlendirmesi çok klasik. Eskidi. Yeni ve cesur yaklaşımları tavsiye ederim.
Performans değerlendirmede, bilinen her yöntemin artı-eksileri var. En iyisi yok. Her kurum kendine özgü bir bileşim yapmalı. Bu, önemli bir kurum politikası; İK, yöntemi belirlerken yalnız bırakılamaz.
İşe alma mülakatı bir know-how’dır. Sadece bilgi ve becerisi olanlar yapmalı.
Eğitim ihtiyaç tespiti, eğitimin kendisinden daha önemlidir. En çok hata yapılan konu. Uzmanlık işidir.
Versiyon yükseltmenin 9 alt başlığından her biri karmaşık konulardır ve özel hazırlık gerekir.
Sonsöz: Her İK, yaklaşımıyla diğerinden farklıdır. Kendi İK’nızı bulun.
Alperen BAYAR dedi ki:
İşveren markasının yönetimi pazarlamanın işi midir ik nın mı?
Ahmet Eryılmaz dedi ki:
İşveren markası; YK’da sorumlu bir üyeden ve Genel Müdürden başlayıp, Kurumsal İletişim ve İK departmanlarının işidir.
EREN KARADON dedi ki:
Versiyon yükseltmenin alt başlılarını paylaşabilir misiniz acaba
Ahmet Eryılmaz dedi ki:
Versiyon yükseltmek, uydurduğum bir metafor. Bazı kurumlarda İK gereksiz, çok erken daha. Bazılarında o İK değil, özlük yönetimi, personel işleri. Bazıları daha İK’nın konvansiyonel aşamalarında (inanmadan inatla yapılan performans değerlendirmeleri, katalog üzerinden yöneticilerin karar verdiği eğitimler falan). Bir de aşmış İK var; yenilikçi, bilinçli, iddialı (esnek çalışmaya geçen hatta GIG uygulayan, özelleştirilebilir online eğitimler tasarlayan..)
İşte bunların arasında geçiş, versiyon yükseltmedir. Tamam?