Önce söyleyeyim, bu bir istek yazısıdır. Durup dururken aklıma gelmedi. O bakımdan benim için daha değerli. Ama bir yandan da bir sorumluluğum var, nokta atış yapmak zorundayım: Ne istendiyse o. Ne yapayım huyum bu.
Kavramları netleştirmekle başlayalım.
Kişilik dediğiniz umman gibi bir konu. Sırf bunun üzerine uzmanlaşan psikologlar var. Üstelik hâlâ tartışmalı. Siz bakmayın İK’cıların çekirdek çitler gibi kişilik testleri yapmasına; Onlarınki ölçme fantezisi.
Teoriye falan girmeyeceğim ama hiç olmazsa biraz teknik altlık yapayım: Kişilik, insanları birbirinden ayırt edici, tekrarlanan davranış özellikleridir. Betimleyici, durağan (değişmediği varsayılan) soyut sıfatlara kişilik özelliği denir. O kadar çok gözlemlenebilir özellik vardır ki, yazılımcı mantığıyla birbirlerine yakın olanları kümelemişler, ortaya ‘boyut’ denilen kümeler çıkmıştır (en meşhur kombinasyon 5 boyuttan oluşur). Sonra da bunları ölçebilmek için bir sürü testler geliştirmişler.
Sonuçta hiç bir test mükemmel değildir ve sadece öngördüğü boyutları ölçer. Yani eksiktir. Üstelik kişilik özellikleri arasındaki -her kişinin kendisine özgü olan- etkileşimi bilmiyoruz. Onun için kişilik testleri (envanterler, bataryalar), tıptaki kesin olmayan fakat bir ipucu veren tahliller gibidir. Üstelik ehliyetsiz kişiler tarafından yorumlanması yanlıştır (35 yıllık İK’cılık hayatımda hiç yapmadım).
Gelelim performansa. Performans, kurgulanmış bir yönetim aracıdır. Tasarlanmış bir yöntemdir. Bir tek amacı vardır: Hedeflerin ne oranda gerçekleştiğini ölçmek. İlkel versiyonlarında ölçülen aslında, performans değerlendirenin kendi algılarıdır. Zorlama ve sofistike modern yöntemlerde -doğru belirlenebilmişse- anahtar kavram kişi değil hedeftir. Hedef dediğiniz, beklenen bir davranış da olabilir, bir satış kotası da.
Ve final: Kişilikle performans arasında ne alâka olabilir? Ben böyle bir algoritmanın olamayacağına inanıyorum. Kişilik özellikleri (traits), performansın ve yetkinliklerin sadece bir bileşeni ve parametresi (değişkeni) olabilir, o kadar. Bu, ‘kişilik yargılarında düştüğümüz bir yanılgı’dır (Çiğdem Kağıtçıbaşı, Günümüzde İnsan ve İnsanlar, 2010, sh.242-246). Kişiliğin sonuçlarını genişlettiğimiz zaman hayalî bir ilişkisellik yaratırız.
Geri bildirim sorumluluğu olan tüm yöneticilere ve sebil kişilik testi yapan İK’cı meslektaşlara selam ve sevgilerimle.