Bu konu kilit. İK’cıların gücü oldurtmaya yetmiyor. Kurumların söz vermek işine gelmiyor.
İnsanlar kendini yeterince tanımıyor, üstelik ağzı olan konuşuyor. Üniversiteler kendi Dünya’larında, birkaç istisna dışında günü kaçırmış durumdalar.
Yapacak tek şey kendi başına deneyip yanılmak.
Belki bazı trendler fikir verebilir.
- Kombine edilebilir iki anadal yapmak.
- Sayılı durumlarda yüksek lisans yapmak (istisnaen bir yarar sağlar).
- O periyotta çok geçerli olan bir şeyi görüp kariyere yamalar yapmak (örneğin Çince/Mandarin dili öğrenmek, SPK lisansı almak gibi).
- Radikal işkolu değişikliği yapmak.
- Hayatının bir döneminde mutlaka girişimciliği tatmak.
- Birbirini tamamlayan farklı bölümlerde çalışmak (farklı işyerlerinde de olur).
- Girişimci tipler için iş fikirleri önemli. Ama dikkat, çoğunun içi boş.
Tek emin olduğum şey, ne olur ailenizin saf mantık ürünü tavsiyelerini dinlemeyin. Etraftaki o koç türü kişileri de boşverin.
Fitil fitil bedelini ödeyip (küskünlük, şantaj, tehdit, kavga, korkutma) bildiğinizi yapın. Pişman da olsanız, yanlış da olsa yapın.
Çünkü söz dinlemenin, efendi insan olmanın karşılığı canlı canlı tabuta girmek. Hata da yapsanız hiç olmazsa dersinizi almış olursunuz.
Üstelik ben herkesin bir şey olması gerektiğine inanmıyorum. Resmen çalışmayı sevmeyen insanlar var. Gayet doğal. Onlar da bir şey yapmak zorunda olmamalı.
Sonsöz: Şansınız varsa ve bir imkanını bulursanız şu yeteneklerinizi bir öğrenin. Onlar karar vermekte çok önemli.
Ondan sonrası inanın kişiliğinize ve tesadüflere bağlı.