Ne yapacağım şimdi biliyor musunuz, en az sözle, ne kadar bilmek gerekiyorsa o kadar yazacağım. Varsayın İkea’nın montaj talimatnamesinde şekillere bakarak anlamaya çalışıyorsunuz:)
Twitter’da flood olarak da yapabilirdim ama burası daha özel, kimse ‘bana ne kahvenden’ diyemez. Zaten ‘her şeyden’ kategorisini niye koydum, bunun için.
Çekirdek seçme konusunun sonu yok, onun yeri burası değil. Kim, neyi tadıp sevmişse en iyisi odur. Sadece şunu bilin, iyisi için onlarca parametre var. Ağacının yetiştiği yükseklikten (mesela benim çekirdeklerim 1.000-2.100m arasındadır), kavrulma derecesine, kavrulduktan sonra ne koşullarda ve ne kadar süre bekletildiğine kadar.
Karşınızda v60. Bunun bir de kardeşi var, Chemex. İkisi de filtre kağıdı gerektirir. Kağıt kullanılmayan çelik filtreleri hiç tavsiye etmiyorum. Bulanık bir kahveniz olur. French press başka bir sorun, pek sevmem kendisini.
Filtre kağıdı kraft kağıt olsun. Beyazlatılmış kağıdı hiç tercih etmiyorum. Çizili yerlerinden bükmeyi unutmayın. Kahveyi koymadan üzerinden sıcak su geçirin.
Her çekirdekte, cinsine ve kavrulma derecesine göre ölçü değişir. Tamamen kişisel. Ve aslında en önemlisi, o el değirmeni yoksa, iyi kahve de yoktur. Her şey o anda öğütmeye bağlı.
Suyun sertliği ve sıcaklığı önemli. Deneye yanıla su markanızı bulursunuz. Suyun ısısı tam 92-94 derece olacak. Gözle olmaz, böyle ölçmek gerekir.
Suyu böyle kenarlardan yavaşça dökün ki ıslanmayan yer kalmasın.
İnsanın sevdiği bir fincan olur. Tamam, kahvenin tadına bir katkısı yok ama gene de çok önemli. İçine sıcak su koyun önceden, ısınsın. Kahvenin keyfini çok alakadar eder.
Bu kadar. Minimum demiştim.
Altan dedi ki:
Pek bi minimum olmuş.