Gene füzyon.. bu defa @SalihTurhanlar ile. Çünkü yaratıcılık deyince, bugün konuya en yakın olan O.
Şu füzyonun ne olduğunu bir daha hatırlatayım. İki yazarın cümlelerinin birleştirilmesinden çok daha ötede bir şey; fikirlerinin kaynaşması demek.
Salih bana kilit cümleler şeklinde şunları verdi.
• Görüşme dediğiniz, sezgiyle harmanlanmış bir erken uyarı sistemi olmalı
• Adayın beyanı yeterli değil
• Standart bir akışa her iki taraf da hazırlanabilir, onun için aynı oyunu tekrar tekrar sahnelemekten sonuç çıkmaz
• Çözümü imkansız gibi görünen sorular, adayın varsayımlarını ve farklı bakış açılarını sorgulamaya yarar
Bu malzemeyi kendiminkiyle kotarınca bakın ne çıktı?
Bir mantık silsilesi içinde düşünürsek..
➡️ Mülakatlardan bir şekilde etkili sonuç almaya mecburuz ➡️ Şablon soru-cevaplar zaman kaybından başka bir şey değil ➡️ Ölçme araçları (envanterler, testler..) tek başına yetmez; sadece görüşmeyi yönlendirici ya da bulguları teyit edici olabilir ➡️ Bütün amaç şu 3 şeyi anlamak: Bilgi/becerisi o işe yeter mi? İşin gerektirdiği davranışları geçmişte göstermiş mi? Hayata ve işe bakışı ne? (teknik söyleyişle: Aradığımız boyutlardaki tutumları ve hayata karşı güdüleri ne?) ➡️ Eksantrik sorulara verilen cevaplardaki düşünme şekli yaratıcı düşüncenin ipucudur, ki bu beceri/yetenek/kişilik özelliği bizim 3 amaca da hizmet edebilir ➡️ Ve..
En önemli yere geldik: Ne yaparsak yapalım, sonunda, aday hakkında elimizdeki bir sürü karışık veriyle kalakalırız.
O insanın -daha önce hiç yapmamış olsa da- neler yapabileceğini hayal etmek ya da o albenili niteliklerine rağmen neden o işi yapamıyacağını görmek, sezgiyle karışık bir işe alma yaratıcılığıdır.
Çok değerli bir yaratıcılık türüdür.
Muazzez Kutay dedi ki:
İş hayatındaki IK’cıların yüzde kaçında var bu yetkinlik? Yapabilene IK’cı değil “İşe Almacı” demek lazım. Kıymetli bir yetkinlik IK’dan diğer beklenenlerin içinde kaybolmamalı..