Şimdi size bir istek parçası çalıyorum. Kağıt peçetede geldi.
Sevgili dostum @av_alperyilmaz istemiş. Kendisi İK’cıların hısımı olur (iyi bir iş hukuku avukatıdır). Hatta peçetede ne yazılıysa o, yazının adına bile dokunmadım.
Önce bir amaç/kapsam yapayım.
Bu bir yarı anı yazısıdır. Sadece benim deneyimlerimi temsil eder. İK’yı bilmeyen ve heves edenlere bir nevi ‘içeriden bilgi’ sayılabilir. Yaşamakta olanlar da ‘işte hayatınız’ tadında okusun.
İK’nın perde önü, en öz ifadeyle İK zirveleridir. İK’nın podyumu.. Kurum İK’cılarının şekil hali.. Dibiniz düşer. Nasıl bir yüceltme hali anlatamam. Neredeyse bir kitlesel hipnoz olayı.
Diğer bir perde önü de karizmatik İK’cılar. Özellikle önemli kurumların kilit pozisyonlarındaki, gizemli ve biraz gözden uzak prestijli isimler.
Perde önünü sözcüklerle ifade etmek istersek: Neredeyse dipsiz, ağır bilimsel, insana saygı odaklı, bazı yerleri literatür tartışması tadında (ucu açık), diğer fonksiyonların arasında saygın, sayısal iş kültürünün katalizörü gibi..
Şimdi arkaya geçelim.
Anlayamazsınız..
İK’nın en büyük derdi Araf. ‘Bedenime sahip olabilirsin ama’ modu.
Asla göründüğü kadar güçlü değildir. Bir dişli sisteminin orta boy parçasıdır. Bütün kararları ‘temyize açıktır’ (pardon, terimi bilmeyenlere not: Yani yukarının değerlendirmesine tâbidir). Yönlendirme etkisi fena halde durumsaldır; Her kurumda, her olayda, her yöneticiyle değişir.
Gücünün kreşendo yaptığı iki yer var ama.. İlki, işe alma mülakatlarındaki ön seçmeler. Öteki, ücret belirlemelerinde ufak oynamalar (ufak dedim).
İK’nın ‘back office’inde ne sıkıcı işler yapılır bilseniz: Özlük (prosedürler, dev gibi bir SGK iş yükü, İş Kanununun uygulama incelikleri), muhasebesel işler (bordrolar, icmaller) ve tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir raporlama yükü (durmadan bir hesap verme hali).
Onun için ortalama finansçı ya da satışçı gibi bir İK’cı profili yoktur. İK’cı sayısı kadar türü vardır. Her birinin hayatı farklı. Kimisi 657’den hallice, kimisi -tamamen riskini kendi üstlenmek kaydıyla – stratejistin dibi.
Sonsözüm yolun başındakilere: Vira bismillah deyin e mi?