Katır kutur bir yazı işte. Girizgâh falan yok, başlıyoruz.
1) Kuluçka vakti: İşe başlamadan önce düşünme süresi. Nadas. Alışkınsanız zihniniz kendi kendine yapar. Amaç, potansiyel sorunları baştan bulmak. Bazen -öyle birisi varsa- tartışmak iyi gelir. Sorunları bulunca ne yapacağınızı bilmiyorum, onu o anda düşünürsünüz; ben bir keresinde iyice düşünüp projeyi ertelemiştim. Amacı tanımlama, uygun ekip üyesi profilini belirleme, zorluklara psikolojik hazırlık.. hepsi bu aşamada.
2) Tasarım: Benim sözlüğümde Gantt Chart demektir. Çizelgenin (ya da şema mı demeliyim) her satırı, bir alt hedeftir. Yani yapılacak işlerin sıralaması. Sıkılmamak gerekir. Bu iş ‘yolda’ olmaz; Türk usulü sevmiyorum. Ağır entelektüel işçilik ister, bu aşamayı çok az kişiyle geçirmeyi tercih ederim. Küçük grup psikolojisinde, karmaşık zihinsel sorunlarda bireylerin daha başarılı olduğu kabul edilir. Gerekirse sonra ekiple rötuşlanır.
3) Ekip üyelerinin seçimi: Bana göre en önemli aşama. Mission impossible ekibi gibi, farklı alanlarda iyi olan karakterlerin toplaşması. Optimum 5-6 kişi. Yaratıcı bir seçme operasyonu. Bu adımın başarısı, yarıdan çok proje sonucunun başarısı demek. ‘Tim’ mantığı işte.
Yeri gelmişken söyleyeyim, bu ekibin en önemli ihtiyacı kavram birliği (dil-düşünce birliği). Ne stratejidir? Ne politikadır? Ne ilkedir? Neler grup içi beklenen davranıştır? Bunların cevabının net bilinmesinin sorumluluğu liderde.
4) Performans kriterleri: Gantt’ın ayrılmaz parçası. Tamam o hedefleri koyduk ama ne olursa gerçekleştirildiklerini kabul edeceğiz? Kullan-at kriterler. Sadece o duruma özgü. Genel geçer yuvarlak kriterler sayılmaz. Her şey sahici olacak.
**
Esas olarak bu kadar.
Belki şu eklenebilir, sonucu iyi anlatabilmek de bir iş. Hak edilmiş bir başarının duyurulması yani.
Her proje, bir macera.
Kalanı vira demir.