Tercih ettiğim terim aslında yönetimde diplomasi. Zaten diplomasinin anlamını zorladım, hadi başlığa da taşımayalım.
Bu başlıkla ilgili bilimsel kaynak bulamadım. Sanki herkes biliyor ama kişisel öykülere terk edilmiş.
Diplomasinin kökeni, diploma.. bir ayrıcalık, özel hak veren belge. O ayrıcalığın anlamını genişletirseniz, önce o işin zanaatkârına, sonra sanatkârına (ustasına) ulaşırsınız. Etimoloji sözlüğüm, diplomasi işinin niteliği için “tactful, adroit” diyor (nasıl davranacağını bilen, becerikli).
Oldu mu? Biz de bu becerinin nasıl geliştirileceğini konuşuyoruz işte.
Bana, artık Trump trendi geçerli demeyin. Biz burada mikro konuşuyoruz; herkes kendi bedelini öder. Gücünüz, o kadar açık patavatsızlığa yetiyorsa hayat size güzel. Biz gene koyunlarımıza dönelim.
Erişkin bir İK’cı gözüyle, iş ortamında zekice davranışlar, geliştirilebilirliğe karşılık gelir. Bu da; önce yetkinlik olarak adını koymak, sonra bileşenlerine ayırmak, sonra da her birini tek tek geliştirmek demektir.
Yapalım.
Bir defa diplomasi yetkinliğinin içinde önemli miktarda istihbarat niteliğinde bilgi olması lazım. Mesela kimin ne gücü var? Sanal (resmi olmayan) organizasyon şeması nasıl? Kurumsal tabular ne? Araştırılıp öğrenilebilir.
Diplomasi için gerekli beceriler var. Analitik düşünmekten, zihinsel simülasyonlar geliştirmeye kadar (olabilecekleri göz önünde canlandırma). Yapa yapa ustalaşılır.
Diplomasiyi destekleyen tutumların adını koyalım: Duygu kontrolu, belki soğukkanlılık, bazen karşı koyuş, cesaret hatta riski göze alma. Tutumlar, isteyince geliştirilebilir ve değiştirilebilir.
En önemlisi diplomaside beklenen davranışlar: Ketumluk (ağzı sıkılık), duruma göre tarz esnekliği, manevralar (hızlı taktik değiştirme), bazen susmayı bilme, bazen çatır çatır söyleme. Davranışlar, planlanabilir ve yönlendirilebilir.
Bütün bunlar birleşince, ortaya ‘survivor modu’ gibi bir şey çıkar. Kendiniz için uğraşıyor gibi görünürsünüz ama yaptıklarınız esas kuruma faydalıdır.
Size içeriden bilgi sızdırayım mı? Genellikle direktör ve genel müdür düzeyinde ekmek böyle kazanılır. Bu kadar kıytırık görünen şeyler neredeyse tüm zamanlarını yer.
Üstelik usta olanlar hak ettiğinden fazla paye kazanır; şu basit oyunu anlayamayanları da katran-tüye bularlar.
Yani imaj hiçbir şeydir, diplomasi her şey:)