Ben yaptım.
Hem de ağır biçimde. Onun için konuşmaya hakkım var. 1984.. Bir banka avukatıyken, eğitim bölümünün yöneticisi olmuştum.
Şu anda hâlâ hatırladığım duygum, yeni işimin başlangıcındaki ‘halledilmeyecek ne var’ duygusuydu.
Şimdi biraz analitik yaklaşımla genellemeye gidelim.
Elimizde sabit olarak ne var? Geçmişte edinilmiş bilgi ve o güne kadarki pratik iş becerileri. Değişkenlerimiz neler? Sürekli yeni ortaya çıkan bilgi, daha önce öğrenmediğimiz bilgi ve bizim gelişmemiz. Yani değişkenler, sabitlerden büyük. İş kalıyor bir tek şunun cevabını vermeye: Sizin ruh haliniz sabitlere mi giriyor, değişkenlere mi?
Mesele, işimi değiştirmeli miyim değil, kendimi nasıl aşacağım? Ya da zamanlama ve fırsat meselesi.
Bu saatten sonra kimse kimseye, bana dendiği gibi, ‘hukukçudan İK’cı mı olur’ diyemez. Herkes bir gün işinin içinde tıkanmayı tadacak.
Ne yazık ki, henüz bir meslekler arası geçiş şeması yok. Orada çok yalnızız. Bazılarını düz mantıkla öngörebiliriz. Satış-pazarlama-iş geliştirme gibi. Bankaların içindeki bölümler gibi. Üretimin aşamaları gibi. Reklam, PR, kurumsal iletişim gibi. Tıpta uzmanlıklar arası geçiş gibi. Bunlar kolay.
Benim asıl ilgimi çeken radikal değişimler. Hukukçudan çok iyi denetçi olur. Eğitimciden iyi iletişimci olur. Finansçıdan İK’cı olur. İK’cıdan pazarlamacı olur. Operasyoncudan süreç uzmanı olur. Her şeyden yönetici olur.
Hatta yükseltiyorum: Hayatın her aşamasında olur. Eğitimse eğitimi alınır. Acemilik dönemi derseniz, çekilir, gittikçe de kısalır.
Hadi. Yaratıcılığınıza ve cesaretinize kuvvet.
Mükemmel bir bileşim olabilirsiniz.
Alperen BAYAR dedi ki:
Farklı bir bakış açısı benim de dikkatimi başka bir noktaya odaklam için yardımcı oldu, en azından bunları gözümde çok büyütüyordum. (eğitimiyse alınır, acemiliğiyse çekilir) Birde sabitlerimizin olduğunun ve bu sabitlerinde bundan 3 sene önce değişken olduğunun farkına vardım. Teşekkürler. Ancak şunu tam olarak anlayamadım sizin ruh haliniz sabitlere mi giriyor değişkenlere mi? Yani değişkenlere giriyorsa korkmadan değişkenleri sabitleme yoluna mı gitmeliyiz? Bunu mu anlamalıyım?
Saygılarımla
Ahmet Eryılmaz dedi ki:
Tam sorulana karşılık olarak: Ruh halim değişkene girer (yani meslek değişimini gerektikçe kabullenebilirim). Ruh halini sabitlemek demek, meslek değiştirmeyi göze alamamak demektir; arzu ettiğim bir durum değildir. Her durumda sabitler sınırlıdır (örneğin yetenekler, kişilikler, bedensel engeller). Anlamlar, hedefler ise değişken.
Alperen BAYAR dedi ki:
Anlaşıldı teşekkürler