Lansman günü yapıldı. Konuları taslak olarak belirledik. Devamını şimdi biraz da keyfimce anlatayım.
Konularla kişilerin veya ekiplerin eşleşmesi çok önemli. Danışmanla tez konusunu belirlemek gibi bir şey. Hiç aceleye gelmemeli. Tartışacağız, birlikte değerlendireceğiz. Bazı konular için iş zor. Kaynak taranacak, kavramlaştırmalar yapılacak, anlatımı yapılandırılacak, üstüne de içselleştirilmiş biçimde çıkıp anlatılacak.
Burada üç ilkemiz işleyecek.
* Kendinizi mutlak serbest hissedin. Her şey mümkün; baştan vazgeçmek, grup değiştirmek, yalnız çalışmak. Kendini iyi hissetmek demek, sahiplenmek demek. Nasıl istiyorsak öyle.
* Bir defa konuyu seçtikten sonra, üstlenme bekliyoruz. Vaat. “Başladım, mücbir sebep olmadıkça vazgeçmeyeceğim“.
* İK’cıların dışına çıkacağız. Kimin neyi sunacağında yaratıcılığımız tavan yapmalı.
Bu, zorlanarak başarmanın getirdiği bir motivasyondur. Öyle bir şey var, biliyorsunuz.
Ve araştırmayla anlatma en iyi iki öğrenme yolu. Kazancı, olduğu gibi sahibine gider.
Çalışmaya başladıktan sonra her grupla ayrı öykülerimiz olacak. Galiba en önemli misyonum orada başlıyor; istendikçe yönlendirme. Hazır olun.. baştan almalar, olmamışlar, dayanaksız her şeyi atmalar, göndermeler, lüzumsuz lafları acımasızca temizlemeler..
Ve sahne! Kimlerin konuşmacı olacağını akış zaman içinde çok güzel belirliyor. Bizi bir şov bekliyor. Akışı kurgulayacağız. 10’ar dakikalık sekanslara böleceğiz. Cut’larımız ve flashback’lerimiz olacak. Belki bir anlatıcımız bile olur, dış ses gibi. Çünkü bütün sunumlar bir bütün aslında.
Burada da ilkelerimiz var.
* İsterse hiç sunum deneyiminiz olmasın, bana güvenin. Öğretirim.
* Çok özgün şeyler yaratmalıyız. Kahrolsun şablonlar.
* Egalite, fraternite, liberte.. hepimiz bir süreliğine sadece ekibiz. Reklam yok.
* Didaktik ve içi boş hiçbir şey yok. Somut, gerçek olacak.
Hadi, birlikte bir deneyim yaşayalım.
Liderler Kahvesi ekipleri, agile olmayı üzerinde denemeli.