İşte söz verdiğim pre-test’in öteki parçası. “Sahne Senin, Varlığınla Fark Yarat” İK zirvesinin ertesinde -aynı formatta- düşüncelerim.
1- Yabancı konuşmacılar nasıldı? Serpme usulüydü. Ortaya karışık. Bol tutulmuş.. katalogdan seçmece gibi. Ne rahatsız edici bir yanları vardı, ne iz bıraktılar. Ânı yaşattılar.
2- Yerli malı konuşmacıların performansı? Bence olabileceğin en iyisiydi. Hep inanmışımdır, bizde ne yetenekler var. Tabi -racon icabı- sponsorlu olanlar zengin çocuğu rolündeydi. Belki onları ‘default’ varsayıp klasmanın dışında tutmak ve onların dışındakileri değerlendirmek lazım.
3- Konu seçimleri? Dolgu maddesi olanlar ve iyiler vardı. Bir ‘İK araştırması sonuçları’ altın değerindeydi. Online sunumlar bence yeni bir dönemin başlangıcıydı. Bir Mehmet Kızıltaş resmen zihinsel çıpalamaydı. Öte yandan -herhalde kusur bende- sahne senin teması ile konuşma konularını ben ilintilendiremedim. Sonuç, bende bıraktığı tat keyifli bir patch-work.
4- Bu seneki katılımcı profili? Yeni nesil İK’cılar. Kozmopolit bir İK nüfusu. Dinleyen, mesafeli, çok aktif olmayan, kendi aralarında iletişimsiz, her şeye eşit ve yarı heyecan duyan..
5- Organizasyon? Zirvenin operasyonel performansı? Bence orada bu sene sorun vardı. Mükemmellikten uzaktı. Amatörce hatalar yapıldı (burada yazmayı gerektirmeyecek dolu gözlemim var).
Gelelim ufak tefek fikirlerime:
- Çok yemek ziyan oluyor. Şu kaos ortamı içindeki öykünük gurme mönülerinden vazgeçsek de, seçme hakkı olan daha pratik bir self sisteme geçsek keşke.
- Öküz öldüren gene olsun (güğüm kahvesi) ama paralı bir Starbuck’s ve Nero standı lazım.
- Podyum olmadı. Bir de amfiteatr biçimini denesek?
- Şu yabancı konuşmacılar konusunda bir katılımcı tutum araştırması mı yapılsa? ‘Yok çok iyi böyle’ derlerse bana da susmak düşer.
- Paralel oturumlarda bir sponsor istilası var. Halk kendini dışlanmış hissediyor:)
- Online sunumlar gelecekte uçmalı. Oradan yeni nesil bir zirve anlayışı çıkacak.
- Somut bir ana tema ve oturumlar arasında nedensellik bağı daha iyi hissettirebilirdi.
- Tamamen sübjektif bir katılımcı temennisi: Ne olur biraz daha az kişisel gelişim, biraz daha fazla ‘analytics’.
Ulusal göz bebeğimiz MCT’ye sevgilerimle. Nokta.